9.02.2009
Bernard Kendine Dedi Ki;
“Ay için düzenlenmiş tümceler neydi? Ve aşk için düzenlenenler?.. Ölüme hangi adı vereceğiz?.. Bilmiyorum...Sevgililerin kullandıkları türden küçük bir dil gerekli bana...Şimdi utku türkümü yükselteyim. Şükürler olsun yalnızlığa... Yapayalnız olayım. Şu varlık örtüsünü düşüreyim ve fırlatıp atayım, şu küçücük bir solukla gece gündüz değişen bulutu, bütün gece boyunca, bütün gün boyunca...Burada otururken değişiyordum. Gökyüzünün değişmesini izledim. Bulutların yıldızları kaplamasını, yıldızları özgür bırakmasını, sonra yine yıldızları kaplamasını gördüm...Artık onların değişmesine bakmıyorum. Kimse görmüyor beni ve artık değişmiyorum. Şükürler olsun yalnızlığa ki gözün baskısını kaldırdı. Yaşamın kısalığını ve baştan çıkarmalarını çok iyi duyuyorum.”
Virginia Woolf / Dalgalar
Çev: Oya Dalgıç
"Şükürler olsun yalnızlığa ki gözün baskısını kaldırdı."
YanıtlaSilÖyle midir gerçekten?..
Ben inanmadım Bernard'a, ne gözün baskısının kalkabileceği kadar bir yalnızlığı başarabildiğine, ne de yalnızlığa şükredebildiğine...
YanıtlaSilZaten en çok istediği şey yazar olmak. Mantıktan önceki düşüncelerini dile getirip, bizi denemek istiyor. Üstelik bir de kendi kendine konuşuyormuş gibi yapıp, duyduğumuzu bilerek...
1988'de okumuşum, Dalgaları. Bir ara yeniden okusam gerek.
YanıtlaSilNasıl kendimi unutarak okurdum Virginia Woolf'ları... Nasıl da gençtim! Ne anlarmışım ki?
Peki ya, "yaşamın kısalığı ve baştan çıkarmaları"na ne demeli?
Evet, zaman ve mekanın olmadığı, ama verdiği duyguyla gerçeğinden daha keskin hissettirildiği, yarı bilinçsiz iç diyalogları ve şiirsel satırlarıyla "Dalgalar".
YanıtlaSilGözün baskısını bile ortadan kaldırabilecek kadar bir yalnızlık mümkün değil ki. Bu ancak tanrısal bir şey olurdu...Dediğim gibi, Bernard bizi deniyor.