22.02.2009

...



"çok geniş bir çayırda yürüyorum, yürüyorum
ezilen otlar gibiyim
ezilen otlar gibiyim ayaklarımın altında
kendi ayaklarımın
nedense
bu böyle hoşuma gidiyor."


Edip Cansever

12 yorum:

  1. (...)

    geçen yaz
    sürdün dudaklarına gelincikleri, sürdün sürdün
    iri bir ruj lekesine benzetinceye kadar
    sonra da öptün kendini, öptün öptün
    orası neresiydi, unuttun şimdi
    adsızlığa çok yakışan bir yerdi.

    akşamüstlerinin bir çıtırdısı vardı Cemal
    var mıydı
    belli belirsiz - anımsar mısın -
    bir atlıkarınca gibi dönüyordu deniz
    gündoğusundan günbatımına
    aynaya baktındı durup dururken
    oteldeki büyük aynaya
    gözbebeklerin kırmızıydı - bir an -
    dönüyorlardı boyuna
    çıkarıp attındı onları
    denize attındı, anımsa
    bir çift balık olup geri döndüler
    ruhundaki külleri yaktılardı.

    ut sesleri kesildi, iyi
    uzaklarda bir fıstık çamı yarıldı ortasından
    bir kuş ölüsü düştü - sanki -
    bölündü sesler de
    bir faytonun sessizliği de bölündü
    dudaklarını açtın kapadın
    çekilmiş ağlardaki balıklar gibi
    birden gelinciklerle doldu dünyan.

    insan iki kişi olmalı, değil mi
    en azından iki kişi
    sen yalnızsın
    yalnızlığın her zamanki ikindisi.

    (yürüyorum yürüyorum otlarımın üstünde
    ezile ezile ben
    bir şeyi ilk defa duymanın belirsizliğini
    yavaşça ataraktan üstümden.)



    "Cemal'in İç Konuşmalarından."

    YanıtlaSil
  2. insanin kendini, kendi ayaklari altinda ezilen otlar gibi hissetmesi....
    ruhi beyin nasil oldugundan emin olamayacagiz belki hic, ama cemal'in ic konusmalari böyle dokunuyor insana....adsizliga cok yakisan o yerin kendine ya da o yere gidene duyulan özlem mi?....
    sevgili zeynep, bu ic konusmalari ilk görüyorum, tesekkür....

    YanıtlaSil
  3. Sevgili Kaçak, üç bölümden oluşan uzun sayılabilecek bir şiirdir bu. Ben teşekkür ederim, sevindim beğendiğine. Ve ben alıntı yaparken zorlanmadım açıkçası, zira haklısın çok dokunuyor, yalnızlığının ortasına ortasına çekiyor insanı Cemal'in kendiyle konuşmaları, kendi kendini öptüğü, adını hatırlayamadığı,
    hatırlatacak kimsesinin olmadığı "adsızlığa çok yakışan" o yer ve kendine bile açıkça söyleyemediği o özlem, akşam üstlerinin çıtırtısını veya uzaklardaki bir fıstık çamının ortasından yarılışını duyacak kadar büyük bir sessizlik veya otel odası imgesindeki iletişimsizlik... Kendini ezilen otlar gibi hissetmesi, dokunur, dokunuyor insana. Böyle kendi kendine konuşan başkalarıda vardı yanlış hatırlamıyorsam Edip Cansever'in, Cemile, Ester... Ah hangi birini saymalı, hangi mısrasına dalıp çıkamamalı bilmiyorum ki:)

    YanıtlaSil
  4. Tamamen haklısın, inan.
    :)

    İlgisiz bir konu gibi, ama, mail adresini bulamadım buralarda da, varsa, bana profilimdeki adresten gönderebilisin, diyecektim.

    YanıtlaSil
  5. Aman efendim, yeter ki siz isteyin zevkle yollarım:)

    YanıtlaSil
  6. Ekmekçikız'cım mail adresine çok sinemasal bi şey yolladım bakıver please:)

    YanıtlaSil
  7. En sevdiğim şairdir kendisi..gülümsettin, gülümsedim, ziyarete gittim geen e'deep dünyasını canını sevdim, şiirini sevdim sevmeyi sevdim , öyle döndüm de geldim. eyvallah

    YanıtlaSil
  8. "e'deep dünyasını canını sevdim" Güneş bu ifadeyi çok sevdim, Harika! Edip Usta sayesinde gülümsetmeme, gülümsemene ayrıca çok sevindim. Nasıl bir ustadır ki o, tüm yalınlığıyla gizler emek ve işçilik dolu mısralarını. Sadece bakıp göremeyenler sade bir şiir görürler, görmeye ve içine dalmaya niyetlilerse, bambaşka bir dünya bulurlar. Hatta yüzlerce kez okudukları bir şiirde yepyeni bir mısra bile keşfetmeleri olasıdır.

    YanıtlaSil
  9. Zeynep, içimin içini kaplayan bi atmosfer gibidir O. Böyle yalın böyle yakın. Hani hepimiz biraz ruhi bey biraz çağrılmayan yakup değil miyiz zaten? :) yüreğin çoğalsın hep, hepp..

    YanıtlaSil
  10. sevgili zeynep,

    headerdaki bruegel resimleri cok hos duruyor....onun karli resimleri inanilmaz bir etkiye sahip gercekten....bir an sanki öylece askiya alinmis, mutlak bir sessizlikle kusanmis hayat, hareket durmamis ama hersey öyle donup kalmis bir anlik bakista....

    ne güzel oldu bahsetmen :)....

    YanıtlaSil
  11. Teşekkür ederim Sevgili Kaçak, bundan sonra header'daki tabloları ayda bir, belki biraz daha erken yenileyeceğim. Ve bunların içinde sık sık Bruegel tabloları olacak. Ben seviyorum bu adamın resimlerini. Hem bu gibi romantik doğa resimlerini, hem diğer çağının toplumsal özelliklerini komik biçimlerde anlattığı, sıradan insanları ve günlük hayatı gözlemleyebileceğimiz resimlerini...Bir de anarşist halini seviyorum en çok sanırım:)

    YanıtlaSil
  12. "Avcılar ve kuşlar avdan dönüyor."

    Tabii resme eşlik eden, Ü. Tamer'in şahane "Bruegel" mısralarınıda es geçmemek lazım...

    YanıtlaSil