17.02.2009
"Tyler'la Aramızdaki Tek Ortak Nokta Aynı Parmak İzlerine Sahip Olmamız, Ama Bunu Kimse Anlamıyor."
Ne çok zaman olmuş buraya yazmayalı. Aslında sürekli yazdım ben, ucu bucağı görünmeyen, alfabeye gelmeyen, kimsenin görmediği içsel satırlar...Kurduğum devasa cümlelere, paragraflara şaşırdım hatta,
parmaklarım sızladı, kalbim tekledi, yoruldum...Ancak o zaman farkettim, karşımda konuşan ve benim dinler gibi görünmek zorunda olduğum bir dünya, o dış dünyaya ait insanlar olduğunu. Bu içsel kargaşamla ilgilendiklerini veya bundan rahatsız olduklarını sanmıyorum. İçsel sözcüklerimin, harflerimin hiçbirini veya sadece ucunu köşesini bile dışarı sızdırmadıkça sorun yok. Üstelik aksine, insanlar bayılıyorlar bu "sessiz ve güzel" maskeye. Onlara kalırsa ölene kadar bununla dolaşmalıyım. Belki en iyi bu oturuyor yüzüme, ondan, zira ben de takarken hiç zorlanmıyorum. Ne bir fazlalık, ne eksiklik, tam bir uyum. Girintiler çıkıntılar, daha maskeyi yaklaştırırken karşı konulamaz bir çekim alanına girip, öper gibi, sarmalar ve kavuşur gibi rahatça yerleşiyorlar. Yalnız bazı zamanlar, sadece bir yer, maskenin dokunduğu tek bir yer inceden sızlıyor, burnumun direğine denk gelen tam orası...
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
...
YanıtlaSilSon cümle, aynı zamanda iç sızlatıyor Zeynep Hanım...
Metin Bey,
YanıtlaSilOysa ki "Yalnız bazı zamanlar" diyerek iç sızısını hafifletmeye, yumuşatmaya çalışmıştım.
"Oysa ki "Yalnız bazı zamanlar" diyerek, sızının şiddetini hafif göstermeye çalışmıştım." diyecektim aslında.
YanıtlaSil"Sessiz ve güzel maskeye bayılan insanlar"a aldırma, sen kendin maskeyi istiyor musun, ona bak diyecektim. Ve dedim.
YanıtlaSilBazı zamanlarda ne istediğimin hiçbir önemi kalmıyor Sevgili Ekmekçikız. Aslında istediğim şey, o an yapmam gereken şeye dönüşüveriyor zaten. İstiyorum ve hemen sarılıyorum maskeme, zira kendimi korumalıyım. Gerçek tenimi, şükür ki hala unutmadığım, maskenin yapışmadığı, çıkarınca kalıntılarının kalmadığı tenimi korumalıyım...
YanıtlaSil