kuşlar ölür sevgilim yaz mevsimi de olsa kuşlar ölür tutsak bir kanat boğar havayı başlar isyan önce 'al beni' sonra umutsuzca 'bırak' bir nay sesidir duyulan
Kuşlar da şiirlerdedir, kuş ölüleri de... Şiirlerin saçakaltlarına sığınanları da elbette... Bakışınıza bağlıdır bu.
Peki, onlar kuş ya da kuş ölüsü olduklarını bilirler mi acaba?.. Birileri bunu da sormayı akıl etmiş midir onlara, ya da onlar kendilerine bunu sormayı akıl edebilirler mi?
Şiirlerde dünya güzeldir, karışıktır herşey, buna bilinçli karışıklık denebilir pekalâ, "gerçek" hayattaki karışıklığa lirik ve hatta kimi vakit de sarkastik denebilecek ölçüde ironik bir başkaldırıdır belki bu. Şiirlerdeki kuşlar uçmazken kuş ölüleri kanatlarını çırpa çırpa uzaklaşabilirler. Dönüp dolaşıp aynı şehre gelmek üzere elbette, bu da dipnottur.
Ölümden bahsetmeyelim bence. Kuşların ölümle alıp veremediği yoktur. Ölüm bahsini Zerrin Taşpınar açmış, ben de genişlettim. İyi halt ettim. Hiçbir kuş buluşmaz ölümle, ölüm geldiğinde kuş zaten hayatta değildir, o halde ölüm yoktur aslında.
Viva la vita!!!
Zihni Bey, şu sizin yaz balkonunun eski müdavimleri değil miydi onlar?
Evet Metin Bey, ta kendileri. Can dostlarımız onlar. Aşk idolümüz:) Onların bir de yuva yapma serüvenlerini aldım görüntüye; öyle bir dayanışmaları var ki, erkek kumru dal getiriyor, dişi kumru yerleştirip şekil veriyor. Öyle rol sapklantıları da yok aralarında; yavruya bile sırayla bakıyorlar. Biri beslenmeye gittiğinde, diğeri yavrunun üzerinde duruyor... vs.
Balkonunuzda sadece çay, sohbet ve dostluk değil, demek müdaviminiz kumrular da var. Çok güzeller. Hele o küsüp barışmalarına bayıldım. Sonunda ölmediler tabii, ayrılmadılar da...Sadece görüş alanımızdan yok oldular. Onlar mutlu şimdi, biliyorum ben:)
"Hiçbir kuş buluşmaz ölümle, ölüm geldiğinde kuş zaten hayatta değildir, o halde ölüm yoktur aslında." dediniz de, aklıma Karakoç'un "Lili"si geldi.
Der ya orada; "Hangi kuş hangi şafakta ölecek görmeyeceksin."
Bir de Metin Bey, kuşlardan bahsedip durur ama, bilirsiniz bu şiirin ismi "Atlar". Arka arkaya çok güzel sıralanan 4 adet at şiiri... Kuşlar ve atlar şiire çok yakışırlar zaten. Bir de Neruda'nın vardır çok sevdiğim "Atlar" şiiri;
"O kapanık Berlin kışını unuttum. Ama atların ışığını unutmam."
Kuslar nereye siginir aksam olunca?
YanıtlaSilŞiirlere sığınırlar Sevgili Eleştirel. Değilse onca kuş nasıl sığar saçak altlarına...
YanıtlaSilKuşlar da şiirlerdedir, kuş ölüleri de... Şiirlerin saçakaltlarına sığınanları da elbette... Bakışınıza bağlıdır bu.
YanıtlaSilPeki, onlar kuş ya da kuş ölüsü olduklarını bilirler mi acaba?.. Birileri bunu da sormayı akıl etmiş midir onlara, ya da onlar kendilerine bunu sormayı akıl edebilirler mi?
Şiirlerde dünya güzeldir, karışıktır herşey, buna bilinçli karışıklık denebilir pekalâ, "gerçek" hayattaki karışıklığa lirik ve hatta kimi vakit de sarkastik denebilecek ölçüde ironik bir başkaldırıdır belki bu. Şiirlerdeki kuşlar uçmazken kuş ölüleri kanatlarını çırpa çırpa uzaklaşabilirler. Dönüp dolaşıp aynı şehre gelmek üzere elbette, bu da dipnottur.
Falan filan işte.
Kuşlar bir şiirde yaşadıklarını bilirler mi, onu da sormak lâzım belki onlara... Ve kuş ölülerine de sormalı, ardından...
YanıtlaSilKuslarin bilme yetileri var.Sevgiyi hissetme yetileri de var. O zaman siirlerde yasadiklarini da biliyorlardir bence...
YanıtlaSilEleştirel Kardeş,
YanıtlaSilGece olunca bir kuş ölüsü nerede yatar? Solgun çocuklardan birinin kalbinde mi? Bir kuş ölüsü uyku nedir bilir mi?
kuşlar ölür sevgilim
YanıtlaSilama AŞIKLAR ölmez.
ölürse de
atın ölümü arpadan,
kuşların ölümü aşktan olsun
Ölümden bahsetmeyelim bence. Kuşların ölümle alıp veremediği yoktur. Ölüm bahsini Zerrin Taşpınar açmış, ben de genişlettim. İyi halt ettim. Hiçbir kuş buluşmaz ölümle, ölüm geldiğinde kuş zaten hayatta değildir, o halde ölüm yoktur aslında.
YanıtlaSilViva la vita!!!
Zihni Bey, şu sizin yaz balkonunun eski müdavimleri değil miydi onlar?
Kuşların ölmediği bir şiir istiyoruz şimdi de, saygıdeğer evsahibemiz!
YanıtlaSilEvet Metin Bey, ta kendileri. Can dostlarımız onlar. Aşk idolümüz:) Onların bir de yuva yapma serüvenlerini aldım görüntüye; öyle bir dayanışmaları var ki, erkek kumru dal getiriyor, dişi kumru yerleştirip şekil veriyor. Öyle rol sapklantıları da yok aralarında; yavruya bile sırayla bakıyorlar. Biri beslenmeye gittiğinde, diğeri yavrunun üzerinde duruyor... vs.
YanıtlaSilNe güzel, ne güzel!
YanıtlaSilZihni Beyciğim, farz oldu kalabalık kalabalık çay içmek sizin şu güzelim balkonunuzda!..
YanıtlaSilZihni Bey,
YanıtlaSilBalkonunuzda sadece çay, sohbet ve dostluk değil, demek müdaviminiz kumrular da var. Çok güzeller. Hele o küsüp barışmalarına bayıldım. Sonunda ölmediler tabii, ayrılmadılar da...Sadece görüş alanımızdan yok oldular. Onlar mutlu şimdi, biliyorum ben:)
Metin Bey,
YanıtlaSil"Hiçbir kuş buluşmaz ölümle, ölüm geldiğinde kuş zaten hayatta değildir, o halde ölüm yoktur aslında." dediniz de, aklıma Karakoç'un "Lili"si geldi.
Der ya orada; "Hangi kuş hangi şafakta ölecek görmeyeceksin."
Bir de Metin Bey, kuşlardan bahsedip durur ama, bilirsiniz bu şiirin ismi "Atlar". Arka arkaya çok güzel sıralanan 4 adet at şiiri...
Kuşlar ve atlar şiire çok yakışırlar zaten. Bir de Neruda'nın vardır çok sevdiğim "Atlar" şiiri;
"O kapanık Berlin kışını unuttum.
Ama atların ışığını unutmam."
Diye biten...