"Ermeni Tehciri" adıyla üstünüze çöken felaketle, apar topar yuvanızdan sökülerek atıldığınız, evinizde beslediğiniz kedi, köpek ve tavuklarınızı, ardınızdan açlıktan ölmemeleri için komşularınızın yanına, yalvar yakar yerleştirmeye çalışıp, o kurak ve ayaz bozkırda günlerce, aylarca, gelecek sonraki trene istiflenmeyi beklemek zorunda bırakıldığınız için, evin sevgili annesinin çadır bile sayılmayan o bez parçası altında doğum yaptıktan sonra, yüzünü belki sadece bir kez gördüğün, orada veya yolda ölüp-ölmediğini ise hiçbir zaman öğrenemeyeceğin yeni doğmuş kardeşin için, dünyanın neresine sürgün edildiklerini bilmediğin ve son nefesine kadar özlemleriyle yanıp kahrolduğun anne-baban için, minicik bir kızı ölüm yolculuğundan kurtarmak -kendince- iyi niyetindeki yabancı bir kadın, seni o çadırdan, sevgili ailenden, sessizce kaçırıp/koparıp, hiç bilmediğin bir şehirde, tanımadığın insanların arasında yaşamaya mecbur bıraktığı için, yabancı kadın küçük kızı büyütüp evlendirdiği zaman, "Ermeni Kızı" olmanı bir utanç nedeni sayıp, sana ömrün boyunca geçmişi olmayan bir hayalet gibi davranan bu toplum için, kendi ifadenle, hayatını elbirliği ile "trajik bir roman"a çevirenler için; sadece yüzünü ve sıcacık ellerini hayal meyal hatırladığım sevgili büyük anneannem: Özür dilerim...