21.12.2008
"Uçurum"a Sorular.
"Ey çığ! Beni de kat önüne!" derken seslendiği çığ, kimdir? Nedir? Hindistan'a götüren o gemi midir? Paris'e acıların ortasına geri getiren diğeri mi? Önüne katılmak istediği çığla nereye sürüklenmek ister?
Ve sürüklenirken büyüyüp ezmek istediği, "Kötülük çiçekleri"mi? Zenci kız Duval'in aşkı mı? Veya ölene kadar nefret ettiği General Aupick mi?
Bitmek bilmeyen bir sarhoşlukla hangi hızla yuvarlanır? Kanına giren "şiir ve erdem" kaç yüzyılda arınır?
Hangi uçurumda sonlanır, bu "çığ"? Hangi uçurumda devam edecektir, melankolisini kutsamamız için bizi sonsuza kadar zorlamaya? O uçurumun dibinde, hangi "albatros" arkadaş olur "o gök prenslerine" benzeyen şaire?
Uçurumun en dibinde sevmeye devam edebilecek midir? "Karşıdan gelen ve karşılara giden bulutları."
"Baudelaire: Kendisinin uçurum olduğunu hisseden adam. Gurur, sıkıntı, başdönmesi; kendini ta kalbinin derinliklerine dek gören, kimseyle kıyaslanmaz, kimsenin iletişim kuramayacağı, yaratılmamış, saçma, yararsız, tam bir yalnızlık içine bırakılmış, kendi yükünü tek başına taşıyan, tek başına varoluşunu doğrulamaya mahkum edilmiş ve durmadan kendi ellerinden kaçan, kendi avuçları arasından kayan, kendi içine dönüp gözleyen, ama, bir yandan da kendi dışında sonsuz bir kovalamacaya atılmış, dipsiz, duvarsız ve karanlıksız bir uçurum, öngörülmeyen ve de pek iyi bilinen, apaydınlıktaki bir gizem. Ne yazık ki, kendi imgesi de elinden kaçar."
Yoksa Sartre'ın dediği gibi, zaten uçurum Baudelaire'in ta kendisi midir?
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
"Baudelaire: Kendisinin uçurum olduğunu hisseden adam." paragrafı ne kadar etkileyici bir tanımlama...
YanıtlaSil:)
Sevgili Ekmekçikız,
YanıtlaSilO paragraf, Sartre'ın "Baudelaire" adlı biyografik kitabındandı. İnsanın huzurunu bozup, tanımlanamaz bir "Bulantı"ya neden olan, tehlikeli adamlar her ikisi de, keşke uzak durabilsek. Ama ne mümkün:)
Tehlikeli adamlar olmasaydı tehlike nedir bilinmezdi. Tehlike nedir bilinmeseydi tehlikeli adamlar olmazdı. Tehlike nedir bilinmeseydi adamlar tehlikeli olmazlardı. Tehlikeli adamlar nedir bilinmeseydi tehlike olmazdı.
YanıtlaSilTekerleme mekerleme hani benim şekerleme... dedi bir adam. Tehlikesini kalbinde taşıyordu. Tehlike nedir bilinsin istemiyordu. Belki de istiyordu. Tehlikeyi belki de bir çeşit tekerleme sayıyordu. Belki böyle korunuyordu kendi tehlikesinden de. Belki başkalarının tehlikesini tekerleye mekerleye yumuşatıyordu. Bile isteye. Bilmeye istemeye belki de.
Filan işte.
Kadın önce Nietzsche'nin labirentinde kayboldu. Çıkış kapısının karanlığını bulmaya çabaladıkça, her dönemeçte gözünü kamaştıran bir aydınlık, bir başka "tehlikeli adam" tanıdı. Adamların tehlikelerini kalplerinde taşıdıklarını farketmeseydi ve en çok kendi tehlikeleriyle, aslında kendilerine zarar verdiklerini, çıkıştan vazgeçmezdi ki...
YanıtlaSil