19.02.2009

"V"oilà


Bir kaç gündür, bazı sevgili blog arkadaşlarımızla bir sinema muhabbettidir gidiyor. Sinema her zaman, her yerde, popülerlik vasfının hakkını iyi verebilen capcanlı bir sanat dalı. En durgun ve ölü ortamları bile sohbet konusu haline geldiğinde hareketlendirebilecek bir güce sahip. Festivaller, vizyondan yeni inen filmler, vizyona yeni çıkanlar, iyi veya kötü eleştiriler, eleştirmenler, oyunculara dair magazin haberleri vs. derken...Bu sohbetlerin her sonrasında, sinemaya ne kadar farklı bir yerinden tutunduğumu yeniden farkediyorum. Dünyanın bu en canlı, renkli, hızlı sanatı mevzu bahis olunca, ne kadar eski kafalı, romantik, obsesif ve yavaş olduğumu her defasında yeniden yüzüme vuruyorum. Peki ben aslında bu durumdan şikayetçi miyim? Elbette hayır! Hatta bu durumdan, sinemadan alınabilecek maksimum hazzı alıyorum. Tamamen hislerimle belirleyip izlemeye karar verdiğim çok az sayıdaki filmin, çok azına da, ciddi biçimde bağlanıyorum. Sonrası bitmek bilmeyen ruhsal bir şölen...

Gece, bu filmlerden benim için en önemlisini epeydir ihmal ettiğimi ve kanımdaki seviyesinin bir hayli düştüğünü farkettim ve tv'ye yine şöyle bir burun kıvırıp geçtikten sonra, dvd'lerin içine hızla dalıp, "V for Vendetta"yı buluverdim. Zira hayatım boyunca -yine ve hala- hiçbir filmde, bu şiirsel anarşi masalını izlerkenki kadar heyecan ve mutluluk duy(a)madım. Vizyona girdiği günden beri hakkında söylenen, yazılan, konuşulan olumlu veya olumsuz onca şey bir yana, ben bu filmdeki atmosfere hayranım. Ruhumda bir yer, ele avuca sığmaz, ama aynı zamanda çok ince bir yer, bu filmle örtüşüyor ve doyuyor. Wachovski biraderlerin önünde bir kez daha saygıyla eğiliyorum...


Bugün size de hatırlatayım istedim...





"-Sana bir armağanım var Evey, ama bunu vermeden önce bir şey isteyeceğim, benimle dans eder misin?


-Şimdi mi? Devrim gecesinde dans mı edeceğiz?

-"Dans etmeden yapılan devrim, yapılmaya değer değildir."

-Çok isterim..."


12 yorum:

  1. "ira hayatım boyunca -yine ve hala- hiçbir filmde, bu şiirsel anarşi masalını izlerkenki kadar heyecan ve mutluluk duy(a)madım."

    Ben de, ben de, ben de!

    YanıtlaSil
  2. Metin Bey,

    Ne kadar da heyecanla ve kararlı onaylamışsınız:) Çok sevindim buna.

    YanıtlaSil
  3. Zeynepcim,
    "sinemaya ne kadar farklı bir yerinden tutunduğumu yeniden farkediyorum" demişsin ya, bu son zamanlarda ben de ne kadar ilginç atlamalarla dolu bir sinema izleyicisi olduğumu farkediyorum.
    Valla, yine cezaya kalacam. Bu da es geçtiklerimden. :(
    Neyse, artık referanslarım kuvvetli, ilk fırsatta izlenecektir.
    Ne acayibim yahu, ne acayip.....
    :)

    YanıtlaSil
  4. Bence çok şanslısın Ekmekçikız'cım, yerinde olmak isterdim. Şöyle ki; bu filmi ilk izlediğimde kalbim yerinden fırlayacaktı, günlerce etkisinden kurtulamadım. Gerçi dediğim gibi, hala beni bu kadar heyecanlandıran ve mutlu eden başka bir film yoktur. Ama ilk izleyiş bir başkaydı tabii. Ve sen bunu şimdi yaşayacaksın. Çok şanslısın çook:)

    YanıtlaSil
  5. Bir de öneri; Sakın Türkçe dublajlı izleme lütfen.

    YanıtlaSil
  6. Bu filmi izleyen bir daha iflah olmaz. Başka söz gerekmez. Bitti!

    YanıtlaSil
  7. ben en cok "maske" üzerinden oynamalari sevmistim filmde....hele bir sahnede vendetta maskeyi cikariyor, tuhaf bir kayma ile ardinda yeniden maskeyi görüyoruz biz....cok hos bir metaforik oyundu....

    YanıtlaSil
  8. Sevgili Kaçak, evet "maske" zaten yeterince güçlü bir metaforken, dediğin sahne gibi metafor içinde metafor durumlarda vardı. Tabii ki sadece görebilene...

    YanıtlaSil
  9. Filmden öğrendiklerimiz:

    Devletin sembolik-güya özgürlüğün temsil edildiği- binaları havaya uçarken çaykovski, Chopen, Dvorak, Mahler dinlenebilir. Özenle hazırlanmış, beyaz fincanında, elitizmle alay edercesine, elitizmi çağrıştıran ingiliz usülü seylan çayı içilebilir.

    YanıtlaSil
  10. Merhaba Kali! Evet filmin benim romantik bakış açım, hayran olduğum atmosferi, şiirsel replikleri veya edebi gücü dışında, elbette, en az elitizm ve diğer kavramların göreceliliği kadar fazla konuşulacak, gözlemlenecek, eleştirilecek, tartışılacak yönü var. Hatta sistemi eleştirmekte mesela, Fight Club veya benzeri başka filmler kadar acımasız olamadığı da söylenebilir, "V"nin sistemin ne kadar içinde veya sisteme karşıtlığının ne kadar cesur ve etkili anlatılabildiği de sayfalar dolusu makalelere, sohbetlere konu olabilecek kadar zengindir.

    Ama filmimdir, verdiği -yine ve hep- heyecan, mutluluk bakidir:)

    YanıtlaSil
  11. Efsane film gercekten...

    YanıtlaSil
  12. Enigma hoşgeldiniz! Evet kesinlikle efsane...Efsane(m)... :)

    YanıtlaSil